Dertli Fakir
ÖNSÖZ
Tasavvuf düşüncesinde Allah’a sevgi ile yaklaşılır. Bu sevgiyi ilahi bir aşka dönüştürerek aşk ateşinde yanıp piştikten sonra ancak Allah’a kavuşulur. İnsanda kalıcı varlık nitelikleriyle geçici yokluk nitelikleri birlikte bulunmaktadır. İnsan kalıcı nitelikleri yaşadığı zaman hakka yaklaşır, geçici nitelikler ise onu haktan uzaklaştırır. İnsan yeryüzündeki kötülüklerden, çirkinliklerden arınarak, nefsini yenerek yani ölmeden evvel ölerek ilahi aşka bağlanabilir. Kendisini hak aşkına vermeyen bu ateşte yanmayan bir kişinin hakka ulaşması olanaksızdır.
İnsan dünyada yaşarken sevmeli ve sevilmelidir. Sevip sevilmeden mecazi anlamda aşk yaşamadan gerçek aşka geçilmez. “ Leyla’dan geçer yol Mevla’ya” deyimi bu anlamda çok manidardır. Asıl olan mecazi aşkı bir köprü olarak kullanarak gerçek aşka ulaşmaktır. Köprüyü geçince zaten aşığın gözü gönlü açılır, ilahi aşkın ışığında gerçeğe ulaşır.
Yunus aşkın yüceliğini şu dizeler ile dile getirmiştir:
“Dört kitabın ma’nisin okudum tahsil et-düm
Işka gelincek gördüm bir uzun heceyimiş “
Yine Yunus:
“Mescidde medresede çok ibadet eyledim
Işk oduna yanuben andan hasıla geldim “
dizeleriyle mescidde medresede çok ibadet ettiğini, ancak aşk ateşine yanarak o ateşten oluştuğunu belirtmektedir.
İnsanı Tanrı’ya ulaştıran aşktır. Bu aşka düşen yanıp pişen ise âşıktır. Âşık ile maşuk arasındaki araç ise aşktır. Bu bağlamda mecazi aşkı geçerek ilahi aşka yönelen aşıklar hak aşıkları olarak nitelendirilmektedir. Hâk aşıkları hakka ulaşmış, hakla dost olmuşlardır. Bu nedenle hâk âşıkları ölüm korkusundan uzaktır.
Hacı Bektaş Veli :
“ Eğer aşık isen ölmezsin korkma
Aşığı kurt yemez uçta değildir “
diyerek hak aşığının ölümsüz olduğunu öğütlemiştir.
Mevlâna, ölümsüzlüğe erişmenin, maşukla buluşmanın herkese nasip olmayacağını, bunu ancak aşk ehlinin başarabileceğini savunmaktadır. Bunu da şöyle ifade eder;
“Aşksız yaşama ki ölmeyesin,
Aşk yolunda can ver ki, sonsuz bir hayata kavuşasın”
“Gerçeklerden haberli olarak ölen Hâk âşıkları, sevgilinin huzurunda şeker gibi erirler. Ötelerden haberdar olanlar, Hâk sevgisinde derlenip toparlananlar, şu insan kalabalığı gibi ölmezler. …Aslında hâk âşıklarından ölüm uzaktır. Onlar ne ölürler, ne de yok olurlar “
Yine Yunus ise :
“Aşık öldü diye sala verirler
Ölen hayvan olur âşıklar ölmez”
dizeleriyle hâk aşıklarının ölümsüzlüğünü dile getirmiştir.
Eserlerini derlediğimiz Dertli Fakir’de kötülük ve çirkinliklerden arınmış, mecazi aşktan ilahi aşka yönelmiş bir hâk aşığıdır. Bu nedenle Çorumlu olan Aşık Sefil Ali, Derviş Edna ve Fedai’nin eserlerini derleyip yayımladıktan sonra Dertli Fakir’in eserlerini de toparlatıp yayımlamaya karar verdik. Dertli Fakir bir dizesinde “Kişi ölür ama eseri ölmez” diye belirtmiştir. Bu eserin oluşması ile de Dertli Fakir’in eserlerinin ölümsüzleşmesi, gelecek kuşaklara aktarılması ve edebiyatımıza kazandırılmasını sağlamış olduk. Çalışmalarımızda Derti Fakir’i yakından tanıyan, onun muhabbetlerinde bulunan dostları ile görüşerek Dertli Fakir hakkındaki duygularını kendi kalemlerinden aktardık. Kendi el yazması cönklerinden eserlerini temin ettik.
19 Mayıs 2010 Çorum
Mehmet Çevik
Mehmet Çevik
Gönlümün içinde balkıyan nuru
Görünce karşımda dedim eyvallah
Dedim sende imiş Ali’nin sırrı
Okunur aynında semi Vechullah
Görünce karşımda dedim eyvallah
Dedim sende imiş Ali’nin sırrı
Okunur aynında semi Vechullah
Veçhin mushafıdır kelamı kadim
Derdimiz devası sendedir dedim
Efendim uğruna bu canı kodum
Cümle hatamıza estağfurullah
Derdimiz devası sendedir dedim
Efendim uğruna bu canı kodum
Cümle hatamıza estağfurullah
Hatamın affına geldim sultanım
Kusuru özümde bildim sultanım
Eşiğine niyaz kıldım sultanım
Kıble gâhım sensin pirim eyvallah
Kusuru özümde bildim sultanım
Eşiğine niyaz kıldım sultanım
Kıble gâhım sensin pirim eyvallah
Eyvallah dedim de divanda durdum
Vahdet âleminde ikrarım verdim
Aynel yakın piri aynımda gördüm
Kalbimin ziyası nuru nurullah
Vahdet âleminde ikrarım verdim
Aynel yakın piri aynımda gördüm
Kalbimin ziyası nuru nurullah
Bu DERTLİ FAKİR’in nuru aynında
Kerbela serdarı yara boynunda
Hakkın kurbanıdır kelle koynunda
Bu kurbandır bize mürşidi billâh
Kerbela serdarı yara boynunda
Hakkın kurbanıdır kelle koynunda
Bu kurbandır bize mürşidi billâh